Edebiyata Eser Niteliğinde Kitap Kazandırmış Aşklar

  Aşk; şiirlere, şarkılara, masallara, destanlara, mektuplara konu olmuş yegâne duygu.  Aşk; sanatçının, ressamın, şairin, yazarın en öneli ilham kaynağı. İçinde aşk olan şey kötü olabilir mi? hissiz olabilir mi? Edebiyatta da aşk konulu nice şahane eserler var. Büyük aşklar, imkansız aşklar, kavuşamayan aşıklar…

Aşkı tadan her insan duygusunu çeşitli şekillerde ifade edebilir ama ya aşıklar Türk Edebiyatımızın en önemli yazarlarındansa; Nazım hikmet gibi, Ahmet Arif gibi, Leyla Erbil gibi.. Bu kıymetli yazarlarımız aşklarını büyük ustalıklarıyla birleştirip dökmüşler yazıya hem haykırmışlar aşklarını sevdiklerine hem bize edebi miras bırakmışlar. 

Ahmet Arif tarafından büyük aşkı Leyla Erbil’e yazılan mektuplar ‘’Leylim Ley’’ adlı kitabın hayatımıza girmesine sebep oldu mesela. Bu kitap sayesinde - ki sitemizde ‘Leyla Erbil’e mektuplar’ başlığında ki örneklerden de anlaşılacağı üzere - büyük aşka tanıklık etmemize, aşkın kelimelerle nasıl mükemmel bir şekilde ifade edilebileceğini anlamamızı sağladılar. Ahmet Arif, Leylasına kavuşamadı belki ama bu büyük aşk sayesinde edebiyatımız müthiş bir esere sahip oldu.

Yine edebiyatta aşk ile ilgili nice eserler vermiş olan Nazım Hikmet mesela. Nazım Hikmet Piraye’ye olan büyük aşkını, mektupların satırlarına yazmış tüm tutkusuyla. Bu sanat eseri mektuplar ‘Piraye’ye Mektuplar’ başlığıyla bir araya getirilerek edebiyatın en samimi en gerçek incileri arasına girdi. Piraye’nin de Nazım’a yazdığı mektuplar en az Nazımınkiler kadar içli, samimi ve duygusal. Piraye, yıllarca büyük aşkının yolunu beklemiş, asla vazgeçmemiş, büyük fedakârlıklarda bulunmuş, gururlu bir aşk kadını. Belki de bu kadar fedakâr, kararlı ve gururlu olması sevdirdi Piraye’yi bize.

Edebi değer taşıyan aşk mektupları içlerinde kurgu olmaksızın tamamen gerçek olmaları sebebiyle eşsizdirler. Çoğu zaman bu mektupları okurken bizim hislerimize tercüman olduklarını düşünür derin bir duygu seline kapılırız. Aşk, mektup ve edebiyat üçlüsü bir araya gelince ortaya çıkan şeyin muhteşem olmaması imkânsız zaten. Edebi değer taşıyan mektupları okurken soyutlanır insan gerçek hayattan. Aşk, tutku, özlem gibi duyguların arasında savrulur oradan oraya. Çoğu zaman istemsizce gözünden akan bir yaşa şahit olur çoğu zamanda dudaklarında beliren gülümsemeye.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Motivasyon Mektubu Hazırlarken Nelere Dikkat Edilir?

Felsefe Taşı Nedir?

Karındeşen Jackmi?